Polisin zor kullanma yetkisi Madde? Polisin zor kullanma yetkisini aşması?

06.10.2023

Polisin zor kullanma yetkisi Madde? Polisin zor kullanma yetkisini aşması? Polisin Zor Kullanma Yetkisi CMK, Polisin Silah Kullanma Yetkisi, Silaha el koyma, taşıma yetkisi?

Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin eder. Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve ilgili mevzuatın kendisine verdiği vazifeleri yapar.

Evet zor kullanma düzeyini belirleme konusunda takdir yetkisi polise, kolluk kuvvetine verilmiş olsa da bu yetkinin orantılı bir şekilde kullanılması esas olup bu oranın aşılması durumunda TCK 256. maddesinde düzenlenen suç tipi oluşacağından kolluk görevlisi kasten yaralama suçundan yargılanacaktır.

Kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan polis; amirinden aldığı
emri, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine
getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazılı
olarak yenilerse, emir yerine getirilir. Bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç
teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez. Yerine getirenler sorumluluktan kurtulamaz.

Polisin Zor Kullanma Yetkisi CMK, Polisin Silah Kullanma Yetkisi, Silaha el koyma, taşıma yetkisi?

Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir”

2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’ndaki Düzenleme: Silah kullanma yetkisi en geniş kapsamlı olarak 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu (PVSK)’da düzenlenmiş durumdadı

Polisin Zor ve Silah Kullanma Yetkisi

Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2559 sayılı Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu’nun “Zor ve Silah Kullanma” başlıklı 16. maddesi; “Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir.

Polisin zor kullanma yetkisi kademeli ve artan oranda üç şekilde kullanılmaktadır:

  • Bedeni kuvvet,
  • Maddi güç,
  • Silah kullanma yetkisi.

Bedeni kuvvet: Birinci kademede “bedeni kuvvet” kullanılması gerekmektedir. Bedenî kuvvet; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde doğrudan doğruya kullandığı bedenî gücü ifade etmektedir. (PVSK m. 16/3-a)

Maddi güç: Polis ikinci kademede orantılı bir şekilde maddi güç kullanabilir. Maddî güç; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı ve/veya boyalı[1][5] su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını ifade etmektedir.  (PVSK m. 16/3-b) Polis bu araçları kullanarak zor kullanma yetkisine sahiptir.

Zor kullanılacağı hususunun ihtar edilmesi

Polis, vazifesini yaparken zor kullanmadan önce, ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde doğrudan doğruya zor kullanılacağı hususunda ihtar yapabilir. Ancak, direnmenin mahiyeti ve derecesi göz önünde bulundurularak, olayın özelliklerine göre ihtar yapılmadan da zor kullanılabilmesi mümkündür. (PVSK m. 16/4)

Kullanacak zorun derecesinin takdir ve tayini

Polis, zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi belirleyecektir. Burada polise zor kullanma düzeyini belirleme konusunda takdir yetkisi verilmiştir. Bu yetkinin orantılı bir şekilde kullanılması gerekmektedir.  Ancak, toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından belirlenecektir. (PVSK m. 16/5)

Burada ilgili yönetici konumundaki kolluk amirine kullanılacak zorun seviyesini ve kullanılacak araç ve gereçleri belirleme noktasında takdir yetkisi verilmiştir.

Polisin saldırı karşısında meşru savunmada bulunma yetkisi

Polis, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı ile karşılaşması halinde, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunma yetkisi vardır. (PVSK m. 16/6)

Polisin silah kullanma yetkisi

Polis bazı durumlarda silah kullanma yetkisine sahiptir. Bu husus 4 ayrı başlık altında inceleme konusu yapılabilir. Polisin silah kullanma yetkisine sahip olduğu durumlar şunlardır:

  • Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında: Polis, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı ile karşılaşması halinde, zor kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde silah kullanma yetkisine sahiptir. (PVSK m. 16/7-a)
  • Bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniş hali: Şayet polis böyle bir durumla karşılaşırsa, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde silah kullanma yetkisine sahiptir. (PVSK m. 16/7-b)
  • Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanması hali:

Bu durumda da polis vazifesi icabı hakkında tutuklama, gözaltı, zorla getirme ve yakalama kararları bulunan kişileri haklarında işlem yapılmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silah kullanabilecektir. (PVSK m. 16/7-c) Bu yetki orantılı ve görevi yerine getirecek düzeyde kullanılmalıdır.

  • Saldırı hali: Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya saldırıya teşebbüs edenlere karşı, polisin saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde silah kullanma yetkisi bulunmaktadır. (PVSK m. 16/7-d)[6]

Yasal düzenleme, bu yetkinin kullanılmasında iki hususta sınırlama getirmiştir.

Birincisi, saldırı halinde kullanılacak silah kullanma yetkisi saldırıyı etkisiz kılacak şekilde uygulanmalı ve bu amaçla yapılmalıdır. Yani etkisiz hale gelen saldırıda silah kullanma yetkisi sona ermiştir.

İkincisi,  saldırı karşısında silah kullanma yetkisi saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde kullanılmalıdır.

Silah kullanmadan önce yapılacak işlemler

Dur çağrısı

Polis, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 16. Maddesinin yedinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, yani hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin yakalanması halinde, silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde “dur” çağrısında bulunması gerekmektedir. (PVSK m. 16/8)

Uyarı amaçlı silahla ateş edilmesi

Kişinin bu çağrıya uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, polis önce uyarı amacıyla silahla ateş edebilecektir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde polisin silahla ateş edilebilme yetkisi bulunmaktadır. (PVSK m. 16/8)

Silahla saldırıya teşebbüs edilmesi hali

Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde ve duraksamadan silahla ateş edebilecektir. (PVSK m. 16/9)

Silahla saldırıya teşebbüs eden kişilere yönelik olarak, polisin saldırı tehlikesini ortadan kaldıracak şekilde ve tereddüt yaşamadan silahla ateş ederek kendisini savunması mümkündür.

Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması

Polisin bazen zor kullanma yetkisine ilişkin sınırı aşabilmesi mümkündür. Örneğin zor kullanma yetkisini aşırı güç kullanarak yerine getiren polisin kişinin yaralanmasına neden olması halinde böyle bir durum ortaya çıkabilecektir.

Polisin görevini yaptığı sırada zor kullanma yetkisinin sınırının aşılması suretiyle kasten zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suretiyle yaralama suçunu işlemesi mümkündür.

Nitekim Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması hali 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 256. Maddesinde düzenlenmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 256. Maddesinin birinci fıkrasında; Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması halinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Özellikle bazı kamu görevlileri, yerine getirdikleri görevleri gereği olarak zor kullanmak durumunda kalabilmektedirler. Bu kamu görevlilerine görev tanımı gereği zor kullanma yetkisi tanınmıştır.

Örneğin emniyet görevlileri, suç şüphesi altında olan kişiyi yakalama yetkisine sahiptirler. Yakalanan kişinin, gerekli soruşturma işlemlerinin yapılabilmesi için, emniyet görevlisinin görevinin gereği olarak ve mevzuattan kaynaklanan talimatlarına uygun davranmak yükümlülüğü bulunmaktadır.

You cannot copy content of this page