Adli Arama Nedir ? Önleme Araması Nedir ?
İki tür arama şekli vardır. Bunlardan birisi Adli Arama bir diğeri ise Önleme Araması’dır. Bu iki arama çeşidi arasındaki ince çizgiyi birbirine karıştırmamak gereksede uygulamada pek böyle olmuyor.
Uygulamada; yapılan bir arama ve aramanın sonucunda bulunan ve elde edilen delilin hukuka uygunluğu veya aykırılığı tartışmalı bir konudur. Yapılan arama ve bu yolla bulunan delil hukuka uygunsa, o delil şüpheli veya sanığın tutuklanmasına, hatta mahkumiyetine kanıt olarak kullanılabilecektir. Anayasa m.38/6, Ceza Muhakemesi Kanunu m.206/2-a ve 217/2 uyarınca; hukuka aykırı yolla elde edilen delil ile bu delilden hareketle elde edilen deliller de, zehirli ağacın meyvesi de zehirli olduğundan hukuka aykırı olduğu kabul edilmeli ve yargılamada sanık aleyhine kullanılmamalıdır.
Önleme araması, 2559sayılı Polis Vazife ve Salahiyat Kanunu’nun 9/1 fıkrasında düzenlenmiştir;
Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usûlüne göre verilmiş sulh ceza hâkiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mülkî âmirin vereceği yazılı emirle; kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar; alınması gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.
Adli Arama ise, Ceza Muhakamesi Kanunu 116/1 ‘de düzenlenmiştir;
(1) Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir.
Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğine Göre ; Adlî arama ve kapsamı
Madde 5 – Adlî arama, bir suç işlemek veya buna iştirak veyahut yataklık etmek makul şüphesi altında bulunan kimsenin, saklananın, şüphelinin, sanığın veya hükümlünün yakalanması ve suçun iz, eser, emare veya delillerinin elde edilmesi için bir kimsenin özel hayatının ve aile hayatının gizliliğinin sınırlandırılarak konutunda, işyerinde, kendisine ait diğer yerlerde, üzerinde, özel kâğıtlarında, eşyasında, aracında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile diğer kanunlara göre yapılan araştırma işlemidir.
Arama Kararı ise, Ceza Muhakemesi Kanunu 119/1 fıkrasında düzenlenmiştir.
Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açıkolmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.
Bir ihbar veya suç işlemeye yönelik bir makul şüphe söz konusu değil bulunmadığı halde arama kararı olmayacağı için yapılacak arama türü önleme araması’dır. Önleme aramasının öncesinde bir suç ihbarı veya makul bir şüphe söz konusu ise aramanın öncesinde öğrenilen bu durum karşısında adli arama hükümlerine göre arama kararı alınmalıdır. Aksi durumda elde edilen deliller, hukuka aykırı elde edilmiş kabul edilip mahkumiyet kararı verilmemesi gerekmektedir.
Örneğin PVSK kanunu önleme aramasına göre yapılan aramada, araç içindeki kişinin üstünde bulunan uyuşturucu maddesinin akabinde görevli kolluk, aracın bagajı ve torpidosuna da bakabilir. Bu halde elde edilecek edilecek deliller hukuka uygun olur. Ancak kolluk, arama yaptığı kişinin hemen çok yakınında bulunan daha önceden kendisine ait olduğu bir işyerini de arayacağım diyemez. Eğer bu işyerinde yapılan arama sonucunda elde edilecek deliller olursa bu deliller hukuka aykırı olacaktır. Çünkü ilk önleme kararının sonunda makul bir şüpheye ulaşılmıştır. Önleme araması araçda ve şahsın üstünde yapılan aramayla bitmiştir. Artık bu durumda hemen aracın yanındaki diğer işyerinin de aranabilmesi için “arama kararına” ve buna bağlı “el koyma” işlemine ihtiyaç vardır.
PVSK’9/1 de eşyanın aranabileneceğini belirtmiş olsa da eşyanın fiziki halinin aramaya müsaitliğinden bahsetmiştir. Bu araç ve torpido gözü, çanta gibidir. Örnekteki gibi cep telefonundan facebook veya başka verilere giriş hakkı tanıdığı şeklinde geniş yorumlanmamalıdır. Cep telefonunun kapağının içinde birşey varmı diye bakılabilir sökülebilir ancak verilerin okunması gibi bir durum kolluk tarafından gerçekleştirildiğinde elde edilecek delillerin düşünceme göre hukuka uygun olmadığıdır.
1982 Anayasası’nın 20. maddesi önem arz etmektedir. “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20. madde aynen şöyledir:
“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.“
Kişinin, düşünceleri, fotoğrafları ve birçok özel verisinin depolandığı bu bilgisayar, işlenen bir suç ile ilgili önemli delilleri de tarafımıza sunabilir. Bilgisayarlar programları ve kütüklerinde arama, gizli verilerin ortaya çıkarılması saikıyla, kişinin temel hak ve özgürlüklerine doğrudan müdahalede bulunularak yapılacaktır.
Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma
Madde 134(1)–(1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine (…) (2)karar verilir.
CMK 134.Madde de belirtilen bilgisayar ve kütüklerindeki aramaya yönelik soruşturma evresinde ancak gerçekleşebilecek bir arama yolu olduğu görülmektedir.
25832 numaralı, 01.06.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 17. maddesi “Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma” başlığını taşımakta olup, şu şekildedir:
Madde 17 – Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması hâlinde, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine hâkim tarafından karar verilir.
Bu madde CMK 134 ile benzerlik taşımaktadır. Bu maddede ek olarak , “bilgisayar ağları ve diğer uzak bilgisayar kütükleri ile çıkarılabilir donanımları” da kapsamıştır. Böylece kanunda kullanılan “şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütükleri” ibaresi genişletilmiştir. Tabi tüm bu ibarelerde yeterli kalmamıştır.
Bunların yanı sıra bize göre eksik kalan düzenlemenin, hafıza kartları, el bilgisayarları, cep telefonları, taşınır bellekler, yazıcı ve fakslar, modemler ve sair elektronik veri barındırıcılarınıda kapsaması gerekirdi.