Sarhoşluk Hakkında Adli İdari Genel Bilgiler

08.11.2021

Kabahatler Kanununun 35. maddesi ise şöyledir: “Sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunan kişiye, kolluk görevlileri tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir. Kişi, ayrıca sarhoşluğun etkisi geçinceye kadar kontrol altında tutulur.”

Kolluk mevzuatında da benzer hükümlerle karşılaşmaktayız. 2559 s. Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 13. maddelerinde sarhoşluk ile ilgili düzenlemeler mevcuttur.

Bunun yanında Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda “Halkın rahatını bozacak ve rezalet sayılacak surette sarhoş olduklarından, sarhoşluk halinde başkalarına tecavüz ettiklerinden ve mutlak surette ammenin istirahatini bozduklarından dolayı polisin yakalayacağı şahıslar üzerleri aranılarak zuhur edecek para, evrak ve kıymetli eşya ile üzerinde kalması caiz olmayan eşyası tespit ve sarhoşlukları resmi bir doktor raporile tevsik ettirildikten sonra tanzim olunacak bir zabıt varakasile vakit geçirmeden cihet adliyeye tevdi olunurlar (m.14)” şeklinde düzenleme mevcuttur.

Sarhoşluk kabahatinin uygulanabilmesi için, sarhoş olan kişinin, başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunması gerekir.

Bu davranışın umuma açık yerlerde gerçekleşmiş olması da gerekmemektedir. Mesela; kendi evinde, diğer aile bireylerinin veya komşuların huzur ve sükûnunu bozucu davranışlar da bu kapsamda değerlendirilmek gerekir. Bunun yanında açık bir yerde, parkta alkolün etkisi ile etrafındakilerin esenliğine zarar veren kimsenin de eylemi bu madde kapsamında değerlendirilmelidir. Kolluk görevlileri tarafından, bu durumdaki kişiye idarî para cezası verileceği gibi, sarhoşluğun etkisi geçinceye kadar da kişi kontrol altında tutulur. Böylece, başkalarının huzur ve sükûnunu bozucu davranışların sürdürülmesi engellenecektir.

Eminyet Genel Müdürlüğünün 1666 sayılı ve 13.09.2006 tarihli Genelgesinde şu hususlar dikkat çekicidir: Kolluk görevlilerince sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilecektir. Kabahatler Kanunu’nun gerekçesinde de belirtildiği üzere bu hükmün uygulanabilmesi için, sarhoş olan kişinin, başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde davranışlarda bulunması gerekir. Kişinin alkol aldığı doktor raporu veya mevcutsa alkolmetre ile tespit edilecek, doktor raporu veya varsa alkolmetre çıktısı, yoksa alkolmetre ölçümüne ilişkin tutulan tutanak delil olarak evraka eklenecektir. Bunun için, davranışın umuma açık yerlerde gerçekleşmiş olması gerekmez. (Örneğin kendi evinde, diğer aile bireylerinin veya komşuların huzur ve sükûnunu bozucu davranışlar da bu kapsamda değerlendirilecektir.)Bu yaptırımın uygulanabilmesi için şahsın hem huzur ve sükûnu bozması hem de alkollü olması şartı gerekmektedir. Sarhoş olan ve idarî yaptırım kararı uygulanan kişi ikaz edilerek ailesine veya güvenilir bir kişiye teslim edilecek veya kişi kolluk biriminde sarhoşluğu geçinceye kadar kontrol altında tutulacaktır. Kollukça kontrol altına alınan kişinin bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin bilgi verilecektir. Kontrol altına alınan kişi yabancı ise, yazılı olarak karşı çıkmaması hâlinde durumu vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilecektir.

Gerektiğinde kontrol altına alınan kişinin kaçmasını, kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlüğü bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlemler alınacaktır. Sarhoşluğu geçince kişi serbest bırakılacaktır.”Kabahatler Kanununda Kabahatı işleyene gerekli yasal cezayı uygularken kabahatli kabahati işlemediğini beyan ederek mukavemet etmesi durumunda kolluk yakalama yapıp yapamayacağı tartışma konusudur.

Ancak bilinmelidir ki, Kabahatler Kanunu uyarınca “yakalama” yetkisi verilmemiştir. Kabahatler Kanunun “Açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla kimliği belirlemeyen kişi tutularak derhal Cumhuriyet Savcısı haberdar edilir” (m.40/2) şeklindeki düzenlemesi ile yakalama değil de “tutma” diyerek değişik bir yakalama türü ortaya koymuştur. Bu durumda kişinin kontrol altına alınmak amacıyla tutulması mümkündür. Bu duruma kıyasla, sarhoş olan kimsenin yakalanmasından değil, ilk once tutulmasından ve daha sonra sarhoşluğun etkisi ile çevreye verdiği zararın devam ettiğinin müşahade edilmesi halinde kontrol altında alınmasına/tutulmasına geçilecektir. Bu kabahatin tesis ile gözetilen esas yarar sarhoş kişinin çıkarıdır. Kendisini kontrol yetisini kaybeden kimse zarar verebileceği kadar, başına herhangi bir zararın gelmesi de olasıdır. Kamu esenliğinden yükümlü kolluk açısından bir görev ve hatta bir zorunluluk olarak görünmektedir.

Verilecek cezaya karşı Kabahatler Kanunu 29. madde çerçevesinde itiraz mümkün olmaktadır.

Bu kabahate iştirak mevcut düzenleme açısından fiilen mümkün görünmemektedir. Zira sarhoş olup aynı anda fiili beraber işleyenlerin her biri için ayrı ayrı yaptırım uygulanacaktır. Kaldı ki sarhoş olan kimsenin iştirak iradesi de tartışma konusu olacaktır.

You cannot copy content of this page