Ceza Hukuku Notları

17.09.2021



GENEL OLARAK

Bir suçun işlenip işlenmediğini, işlenmişse kim tarafından ve hangi şartlar altında işlendiğini araştıran hukuk dalına ceza muhakemesi hukuku denir.
1929 tarihli eski Ceza Muhakemesi Usulü Hukuku Almanya’dan alınmış idi. Yeni kanunumuz 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunudur.

CEZA MUHAKEMESİNE HÂKİM OLAN İLKELER
Resen Araştırma İlkesi
CMK’ da şekli gerçeklik değil maddi gerçeklik aranır. Mahkeme tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı değildir. Örneğin sanık hakkındaki tüm iddiaları kabul etse bile dava son bulmaz. Mahkeme sanığın ikrarının doğru olup olmadığını araştırmak zorundadır. Yine savcı beraat kararı verse bile mahkeme mahkumiyet kararı verebilir.
Deliller mahkemeyi bağlamaz, mahkeme delilleri serbestçe değerlendirir ve vicdani kanaatine göre karar verir. Mahkeme kendiliğinden delil toplayabilir. İspat yükü de yoktur, sanığın susması suçu kabul ettiği anlamına gelmez.



Derhal Uygulanabilirlik İlkesi
Yürürlüğe giren ceza muhakemesi normu, failin lehine veya aleyhine olmasına bakılmaksızın derhal uygulanır.

Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz. Eğer maddi olay kuşkulu ise bundan sanık yararlanır. Kesin kanaate ulaşılmadan mahkumiyet kararı verilemez.

Delil Serbestîsi İlkesi
Ceza muhakemesi hukukunda hukuka uygun bir yolla elde edilmiş olması ve akla uygun olması koşuluyla her şey delil olabilir, her şey her şeyle ispat edilebilir.
Delil serbestîsi ilkesinin tek istisnası vardır oda duruşma tutanağının ispat gücüdür. Duruşmanın nasıl yapıldığı, kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapılıp yapılmadığı, ancak tutanakla ispat olunabilir. Tutanağa karşı yalnız sahtecilik iddiası yöneltilebilir.



Kamu Davasının Mecburiliği İlkesi
Suçun işlendiği hususunda yeterli delil varsa, savcı kamu davasını açmak zorundadır. Bu kuralın istisnaları vardır. Bazı durumlarda savcı kamu davasını açma konusunda takdir yetkisine sahiptir.

Doğrudanlık İlkesi
Mahkemenin, daha doğrusu hakimin kararını delillere doğrudan doğruya bizzat temasa geçerek vermesini ifade eden ilkeye denir. Bu ilkenin sonucu olarak tanıklar doğrudan doğruya dinlenir.

Kıyas Yapılabilmesi
CMK’ da kıyas mümkündür.

Davasız Yargılama Olmaz İlkesi
Yargılama makamı olan mahkemelerin bir davaya bakabilmelerinin, iddia makamlarınca suç oluşturduğu düşünülen eylemin bir iddianame ile dava konusu yapılmasına bağlanması gerekliliğini ifade eden kavrama denir.



CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNDA YER ALAN TANIMLAR

Şüpheli: Soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişidir.
Sanık: Kovuşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişidir.
Müdafi: Şüpheli veya sanığın avukatıdır.
Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişinin avukatıdır.
Soruşturma: Suçun öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evredir.
Kovuşturma: İddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine kadar geçen evredir.
İfade alma: Şüphelinin kolluk görevliler veya cumhuriyet savcısı tarafından suçla ilgili olarak dinlenmesidir.
Sorgu: Şüpheli veya sanığın hakim veya mahkeme tarafından suçla ilgili olarak dinlenmesidir.
Malen Sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra maddi ve mali sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir.
Suçüstü:
İşlenmekte olan suç
Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra yakalanan kişinin işlediği suç
Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suç

Toplu Suç: Aralarında iştirak idaresi bulunmasa da 3 veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçlardır.

Disiplin Hapsi: Kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen
Seçenek yaptırımlara çevrilemeyen
Ön ödeme uygulanmayan
Tekerrüre esas olmayan
Şartlı salıverme hükümleri uygulanamayan
Ertelenemeyen
Adli sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi ifade eder.



CEZA MUHAKEMESİ MAKAMLARI
İddia Makamı
Savcılık: Savcı kamusal iddia makamıdır. Kamu davasını açma yetkisi savcılık makamına aittir. CMK’ da şahsi dava kabul edilmemiştir. Savcının görevi idari niteliktedir.
Adalet Bakanı savcıya ‘ dava aç ‘ veya ‘ dava açma ‘ emri veremez. Soruşturma ve kovuşturma evresindeki savcıların aynı kişi olması gerekmez.

Bireysel İddia Makamı: Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek savcının açmış olduğu kamu davasına katılabilirler. Bu hallerde bireysel iddia makamı ‘ katılan ‘ adını alır.

Savunma Makamı
Savunma bizzat şüpheli veya sanık ya da müdafi tarafından yapılır. Savunma genellikle iddianın reddi şeklinde yapılır. Müdafi sayısı bakımından bir sınırlama yoktur. Ancak soruşturma evresinde ifade almada en çok 3 avukat hazır bulunabilir.
Şüpheli veya sanık müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.



Zorunlu Müdafilik
Kural olarak şüpheli veya sanık müdafi seçmek zorunda değildir, isterse kendisi yapabilir. Ancak şu hallerde şüpheli veya sanığın istemi aranmaksızın müdafi görevlendirilir.
Çocuklara,
Kendisi savunamayacak derecede malul olanlara,
Sağır ve dilsizlere
Alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda
Tutuklanması istenmişlere
Gözlem altına alınmışlara
Duruşma yapılan hallerde sanık kaçak ise

Yargılama Makamı
Mahkeme Makamı: Asıl ceza davasını görev ve hüküm ile uyuşmazlığı çözecek olan makamdır. Mahkemenin tek hâkimli olması da mümkündür. Mahkemenin vermiş olduğu karara karşı istinaf ve temyiz yoluna gidilebilir. Mahkemenin hüküm dışında verilen kararlarına karşı ise itiraz kanun yoluna gidilebilir.
Hâkimlik ( Yargıçlık ) Makamı: Uyuşmazlığı çözecek yargılama yapamaz. Örneğin soruşturma evresinde yetkili yargılama makamı olan sulh ceza hakimi böyledir. Soruşturma evresinde hâkim tarafından verilmesi gereken kararları savcının talebi üzerine sulh ceza hâkimi verir. Kural olarak soruşturma evresinde hâkimlik makamı, kovuşturma evresinde mahkeme makamı yetkilidir.
Naip Hâkimlik: Kovuşturma evresinde işlemler, mahkeme tarafından yürütülür. Ancak mahkeme binası dışında yapılacak işlemler için mahkeme makamı kurul içinden bir naip hâkim görevlendirir. Naip hâkimlik, kurul halinde çalışan mahkemelerde söz konusu olabilir. Örneğin hasta olan tanığın dinlenmesi için üyelerden biri naip hakim olarak görevlendirilebilir. Naip hâkimlikte bir hakimlik makamıdır.



Hâkimin Reddi veya Çekinmesi

Hâkimin Davaya Bakmasının Yasak Olduğu Haller
Suçtan kendisi zarar görmüş ise
Sonradan kalksa bile sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa
Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise
Aralarında evlat edinme bağlantısı varise
Aralarında 3. derece dâhil kan, 2. derece dâhil kayın hısımlığı var ise
Aynı davada savcılık, adli kolluk, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa
Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse
Bir karar veya hükme katılan hakim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.
Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış hakim, kovuşturma evresinde görev yapamaz.
Yargılanmanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hakim, aynı işte görev alamaz.
Yukarıdaki hallerin varlığı halinde davaya bakan hakim davadan çekinmelidir. Çekinmezse şu kişiler davanın her aşamasında hâkimin reddini isteyebilir.

Cumhuriyet savcısı
Şüpheli veya sanık
Müdafi
Katılan
Katılan vekili



Hâkimin Tarafsızlığını Şüpheye Düşürecek Diğer Haller
Hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer hallerin varlığı halinde de hakim davadan çekinebilir; çekinmezse yukarıdaki kişiler hakimin reddini isteyebilir. Örneğin hakimin sanığın nişanlısı olması, eski kiracısı olması, arkadaşı olması gibi.
Ancak yasaklı olduğu hallerden farklı olarak bu durumlarda hakimin reddi her zaman istenemez. İlk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya kadar istenebilir. Sonradan ortaya çıkan ve öğrenilen durumlarda öğrenmeden itibaren 7 GÜN içinde yapılması şarttır.



Hakimin Reddinde Usul
Hakimin reddi istemi mensup olduğu mahkemeye yapılır ve mensup olduğu mahkemece karar verilir. Ancak reddi istenen hakim müzakereye katılamaz. Bu nedenle mahkeme oluşamaz ise bu konuda CMK’ nın 27. maddesinde belirtilen başka mahkemeler karar verir.
Hakimin reddi isteminin kabulüne ilişkin kararlar kesindir.
Hakimin reddi isteminin kabul edilmemesine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilir.
Reddi istenen hakim, ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde sakınca olan işlemleri yapar.

Zabıt Katibinin Reddi veya Çekinmesi
Hakimin reddinde olduğu gibi zabıt katibinin de çekinmesi veya reddi mümkündür. Zabıt katibinin reddi hakkında karar yanında çalıştığı mahkeme başkanı veya hakim tarafından verilir.



You cannot copy content of this page