Seyit Onbaşı kimdir, Seyit Onbaşı’nın taşıdığı mermi kaç kilogramdı? Çanakkale Kahramanlarından Seyit Onbaşı’nın hikayesi

18.03.2022
Seyit Onbaşı kimdir, Seyit Onbaşı’nın taşıdığı mermi kaç kilogramdı? Çanakkale Kahramanlarından Seyit Onbaşı’nın hikayesi

Çanakkale muharebeleri sırasında kaldırdığı 276 Kg.’lık top mermisini kaldırıp taşımasıyla ünlenen ve tarihe geçen Kocaseyit (Seyit Onbaşı) 1889 yılında Balıkesir’in Havran ilçesinin Çamlık (eski adı Manastır’dır) Köyünde dünyaya geldi.

Babası Cuburoğulları ailesinden Abdurrahman annesi ise aynı köyden Emine Kadın’dır. Aynı köyden Şakir kızı Emine ile evlenerek beş çocuğu dünyaya gelmiştir. Cumhuriyet döneminde “Çabuk” soyadını aldı.

Kocaseyit Askerlik çağına gelince pek çok yaşıtıyla birlikte topçu neferi olarak, Çanakkale’de bulunan Mecidiye Tabyası’nda görev alır. Düşman donanmasının 18 Mart 1915 tarihinde başlattığı deniz harekâtında yaptıklarıyla tarihin seyrini değiştiren olaylardan birisini gerçekleştirir. Bu tarihi olay şu şekilde anılmaktadır.

Saat 05.30 sularında müttefik filosundan bazı gemiler, kendilerini son dakikalar içinde oldukça rahatsız eden Rumeli Mecidiye’sini yeniden ve çok şiddetli bir ateş altına almışlardı. Takım Subayı Fahri Efendi’nin emri ile sığınağa koştular. Ancak; geri kalanların bir kaçı tam istihkâmın içinde patlayan mermi cephaneliği uçurduğu zaman oluşan müthiş basınçla yerlere yuvarlandılar. Bir kısmı şehit olan bu erlerin geri kalanları arasında Çamlık köyünden Seyit de bulunuyordu. Kendine geldiği zaman karşısında takım arkadaşı Ali’yi gördü. Başka kimse yoktu etrafta.

– Nerede arkadaşlar? diye sordu.

– Arkadaşlar mertebelerini buldular. 14 şehit 24 yaralımız var. Ayakta bir senle ben kaldık.Seyit kalkıp denize doğru baktı. Düşman gemileri karaya iyice sokulmuştu. Tabyanın içinde ise üçüncü toptan gayrısı yine toprağa gömülmüştü. Seyit önce gemilere, sonra topa ve sonunda yerde duran 276 Kg.’lık mermilere baktı. Kendi deyimiyle mermi ona “beni namluya sür” diyordu.Arkadaşına “Gel Ali” dedi. “Yardım et de şu mermiyi sırtıma alayım”

Ali Önce topun eğilip yan yatmış metaforasına (top vinci) sonra da arkadaşının yüzüne baktı. “Kaldıramazsın Seyit” dedi. “Bir deneyelim hele”

İlk mermi kısa düştü. Bir tane daha getirip namluya sürdü. Bu seferki de kısaydı. Fakat üçüncü mermi en öndeki geminin arka tarafında ve su kesiminde patladı. Bu gemi Ocean’dı ve dümen tertibatı bozulduğu için derhal orasını harmanlamaya başladı. Etrafındaki gemiler kaçıştılar. Seyit dördüncü mermiyi almaya giderken etraf sakinleştiği için sığınaktan çıkan Batarya Kumandanı Hilmi Bey yanında iki Alman subay ile geldi.

– Sen miydin Seyit? Vurdun gemiyi. dedi.

Dördüncü mermi boşa gitti. Dümensiz seyreden Ocean herkesin gözleri önünde arkadan bir mayına çarparak kısa sürede sulara gömüldü.

Kocaseyit’in muharebenin mukadderatının değişmesinde büyük önemi bulunan başarısı kısa sürede duyuldu. Kendisine mükâfat olarak onbaşılık rütbesi takıldı. Harbin sona ermesiyle memleketine dönen Seyit Onbaşı, bundan sonraki günlerini köyünde geçirmiştir. 1939 yılında zatürreye yakalanmış ve Aralık ayında köyünde vefat etmiştir.

You cannot copy content of this page